Metiyonin protein sentezinde ön madde olarak er alan bir kükürtlü amino
asittir.Ayrıca birçok biyokimyasal reaksiyona katılarak protein yapısındaki
çeşitli ara ürünlerin üretilmesinde rol alır.Organizmada özellikle
hepatotoksik maddelerin uzaklaştırılmasında antioksidan aktiviteye
sahiptir.Metiyonin içerdiği kükürt aracılığı ile ve şelat yapabilme kapasitesi
ile serbest radikallerin karaciğerden uzaklaştırılmasını sağlayarak
karaciğerin korunmasını sağlamaktadır. Metamizole pirazolon grubundan ,
steroid olmayan bir yangı giderici maddedir. Daha baskın olan ağrı kesici ve
ateş düşürücü etkisinin yanısıra spazm çözücü , ve antiromatizmal etkilere de
sahiptir. Analjezik etkisini MSS.deki ağrı merkezlerinin ağrı algılama eşiğini
yükselterek gösterir. Yumuşak ve çizgili kas liflerinde ağrı , travma veya
yangıdan kaynaklanan spastik kontraksiyonları çözerek spazmolitik özellik
gösterir. Antipiretik etkisi çevresel damar genişlemesi ile ısı kaybının
artması esasına dayanır ve ateşli hastalıklarda belirgin bir şekilde görülür.
Yangılı bölgedeki damar geçirgenliğinin azalması dolayısıyla bölgedeki
eksudasyon birikimi de azalır.Bölgesel sıvı içeriğinin hızla emilmesi
antiromatizmal etkisinin ortaya çıkmasını sağlar.
Metamizol parenteral uygulamadan sonra geniş ölçüde metabolitlerine
dünüştürülür. Metabolitlerinin plasma proteinlerine bağlanma oranı oldukça
düşüktür.Uygulanan dozun %90 oranına yakın bölümü 2 saatlik bir yarı ömrü
takiben genel olarak idrarla vucudu terkeder.
Kalsiyum glukonat uzun süreli kalsiyum kaynağını oluşturur.Enjeksiyondan sonra
vucut dokularına yayılan kalsiyum hücredışı sıvılara girer vehızla kemik
dokusu ve dişlere katılır. Vucutta bulunan kalsiyumun %99 ’ u kemiklerde yer
alır. Kalsiyumun metabolizması sırasında böbreklere ulaşan miktarın %90 ‘ı
renal tubullerde yeniden emilir.
Magnezyum hücreiçi sıvıdaki en çok bulunan katyonlardan biridir.Özellikle
fosfotransferaz enziminde kofaktör olarak görev alarak hücreiçi parçacıkların
biraraya getirilmesinde ve makromoleküllerin ribosomlara ve mRNA.ya
bağlanmasında önemli rol oynar.
Magnezyum nörokimyasal iletimde ve kasların uyarılmasındaki görevi ile merkezi
sinir sistemi ve kalp- damar sistemi için önem taşır.Alınan miktarın önemli
bir kısmı atılmak üzere böbreklere ulaştığında proksimal tubullerden geri
emilir.
Sodyum veya magnezyum hipfosfit şeklindeki fosfor organizmaya verildikten
sonra hızla absorbe edilir ve tüm vucut dokularına dağılır. Fosforun temel
etkisi ara metabolizmaları stimule etmesi yoluyla meydana gelmektedir.
Fosfor enjeksiyondan sonra 2 saat içinde kan konsantrasyonu en yüksek
seviyesine çıkar ve enzimatik reaksiyonlara katılmak üzere organik
bileşiklerin yapısına katılır. Parathormon tarafından düzenlenen fosfor
seviyesi vücuttaki fazlalık halinde böbrekler yoluyla atılarak dengelenir.
Kafein,metilksantin yapısında analeptik bir maddedir. Merkezi sinir sistemini
uyararak solunum,dolaşım ve motor etkinliği uyarır. Böbrek glomeruluslarında
sirkülasyonu artırarak dokularda depolanan sıvıların yüksek miktarda akışını
sağlar.Böylece diürezis artışına ve ödemlerin iyileşmesine katkıda
bulunur.Damar içi uygulanmasını takiben hızlı bir şekilde emilir ve tüm vücuda
dağılır.Karaciğerde başlıca sitokrom P450 sistemi ile metabolize olur ve
idrarla atılır.